BALIKLI GÖL

BALIKLI GÖL

Hz. İbrahim, Nemrut’un erkek çocukları kılıçtan geçirip öldürmesi üzerine annesi Zeliha tarafından gizlice mağarada doğurulmuş, kimi zaman annesi, kimi zaman ceylanlarca beslenip büyütülmüştür. Daha sonra tek tanrıcılığı getirecek olan ve Kabe’yi inşa ettiren İbrahim Peygamber, devrin zalim hükümdarı Nemrut ve puta tapanlarla mücadele eder. Putları kırıp parçalayarak halkı tek tanrıya inanmaya çağırır. Bu başkaldırıya karşın Nemrut, İbrahim Peygamberi büyük bir odun yığınında yakmak ister. İbrahim Peygamber ateş üzerine düşer düşmez, ateşin yerinde berrak bir göl belirir. Yanan odunlar balığa dönüşür. Göle Halil-iü Rahman Gölü denir. Yanındaki göl ise Ayn-Zeliha, Nemrut’un evlatlığı Zeliha’nın gözyaşlarından oluşmuştur. İbrahim Peygamber, Nemrut’u yenerek babası Tareh (Azer) ve kardeşinin oğlu olan Lut ile Harran’a yerleşir.

Kalirrhoe ya da bugünkü adıyla Güzelpınar… Kale yamacının dibindeki düzlükte kaynayan bol ve bereketli su, tarih boyunca kutsal sayılmış. Çevresindeki dini yapılar ile bugün bile huzur ve huşu uyandıran bir yer… Balıklıgöl, yüzyıllardan beri içinde yaşayan balıkları ile kutsal sayılır, balıklara kimse dokunmaz, onları beslemek sevap kabul edilir.

Asırlık çınar ağaçlarının gölgelediği, göl kenarını bir dantel gibi süsleyen Rızvaniye Camii, bir Osmanlı eseri; gölün güneydoğu ucundaki Halil İbrahim Camii ise bir Eyyubi eseri. Bu caminin bitişiğindeki dergâh ise bir zamanlar, Mandylion’un -Hz. İsa’nın yüzünü sildiği mendil üzerinde mucizevi bir şekilde oluşan tasvirin- yüzyıllarca saklandığı Meryem Kilisesi’nin olduğu yer.

Hz. İbrahim’in doğduğu mağara olarak rivayet edilen (Makam-ı İbrahim) ve Mevlid-i İbrahim Camii ise parkın güneybatısında yer alıyor. Hz. İbrahim’in doğduğu ve ceylanlar tarafından emzirildiği yer olduğuna inanılıyor. Burası da eskiden kiliseymiş.

Kente dik bir tepeden bakan, gölün hemen üzerindeki kalenin en belirgin unsuru Korinth başlıklı iki dev sütun. Halk inancına göre bu sütunlar Nemrut’un kurduğu mancınığın ayaklarıdır. Sütunların üzerindeki Süryanice yazıta göreyse anıt, Urfa Kralı Büyük Abgar’ın (172-212) karısı olan Şalmat onuruna dikilmiş.

MÖ 3 yy. veya çok daha eski zamanlara ait olan kalenin günümüze çok az bölümü ulaşabilmiş. Yine de hala Urfa’nın en güzel izleneceği seyir terası da burasıdır.